BAŞLICA İBADETLERİMİZ

Hayatın tamamına yayılmış bu ibadet anlayışından başka, zamanı, yeri yapılış tarzı ve miktarı dinimizce belirlenmiş özel birtakım ibadetlerde vardır. İbadetleri, yapılma şekli  yönünden kendi içinde üç gruba ayırabiliriz :

  • Bedenle yapılanlar (namaz,oruç )
  • Malla yapılanlar (zekat,kurban)
  • Hem beden hem de malla yapılanlar (hac, umre)

NAMAZ

İslam’ın kelime-i şehadetten sonra en önemli esası namazdır. Namaz Hz. Peygamber’in  de buyurduğu gibi Allah’a inanan kişinin mi’racıdır. Yani manevi olarak Rabbine yükselmesidir. Namaz kılan bir mümin, ruhunu ve gönlünü Allah’a açar, O’ndan rahmet ve bereket diler, O’na olan derin saygısını ifade etmiş olur, O’nun yüceliği karşısında kendi acizliğini itiraf edip boyun eğdiğini gösterir. Namaz, kelime-i şehadetin davranışa dönüşmüş halidir.Gönüllere ferahlık veren, ruhu huzura kavuşturan, benliği aydınlatan bir kandildir.

Namaz, akıllı ve ergenlik çağına gelmiş her müslümanın yerine getirmek zorunda olduğu, belirli şartları, vakitleri ve şekilleri olan farz bir ibadettir. Herhangi bir mazeret sebebiyle namazı terketmek mümkün  değildir. Hatta su bulunmadığında teyemmüm yaparak, hasta olunduğunda oturarak ya da yatarak namaz kılınması emredilmiştir. Namazın vaktinde kılınması Allah’ın en sevdiği davranışlar arasındadır.

ORUÇ

Ramazan ayı boyunca oruç tutmak İslam’ın beş şartından biridir. Akli melekleri yerinde olan ve ergenlik çağına gelmiş her Müslümanın ramazan ayında oruç tutması farzdır. Oruç tutmak, tan yerinin ağarmasından gün batımına kadar Allah rızası için ibadet maksadıyla hiçbir şey yememek, içmemek ve cinsel ilişkide bulunmamaktır.

Rejim yapmak, sağlıklı olmak gibi sebeplerden dolayı aç kalmak oruç sayılmaz. Zira oruç bir ibadettir. Bundan dolayı da bu bilinç ve amaçla gerçekleştirilmesi gerekir.

Allah rızası için tutulan oruç, beraberinde birçok bireysel ve toplumsal fayda da getirerek her sene ramazan ayında Müslümanların misafiri olur. Cemaatle kılınan teravih namazları, birlikte yapılan iftarlar  Müslümanların birlik ve beraberlik duygusunu güçlendirir. Uykunun en derin anında kalkıp Allah’ı anarak yenilen sahur yemekleri, gün boyu nefsani birçok arzunun ertelenmesi, ağzın sadece yiyecek içeceğe değil, yalana,dedikoduya, her türlü harama kapalı tutulmaya çalışması müminin kendisini  Allah’a daha yakın hissetmesini sağlar. Böylece oruç Müslümanların hayatına rahmet ve bereket getirir.

ZEKAT

Zekat, İslam dinin beş esasından biridir. Sahip olunan mallardan dinimizce belirlenmiş bir miktarının, Kur’an-ı Kerim’de belirtilen kimselere, şartlarına uygun olarak Allah rızası için ödenmesi demektir. Zekat vermek, gerekli şartları taşıyanlara farzdır. Kimin, kime, hangi maldan, ne kadar zekat vermesi gerektiği ile ilgili olarak dinimizce belirtilmiş ölçüler bulunmaktadır. Bunlar ilgili ünitede ayrıntılarıyla ele alınmaktadır.

Zekat, Kur’an’da pek çok yerde namazla birlikte anılmıştır. Bu da zekatın, Müslümanın hayatında dinin direği sayılan namaz kadar önemli olduğuna işaret eder.

Zekat sayesinde Müslüman, elindeki varlıkların aslında kendisine ait olmadığını, hepsinin Allah’ın emaneti olduğunu hatırlar. Onun verdiklerini Onun kulları için harcama bilinci kazanır.Bu bilinç onun sadece malı mülkü konusunda değil, sahip olduğu bütün nimetler için şükreden ve şükrün gereğini yerine getiren bir kul olmasını sağlar.

HAC

İslam dinin beş esasından biri olan hac, Kabe’yi ve etrafındaki kutsal mekanları, yılın belirli zamanında, usulüne uygun olarak ziyaret etmek anlamına gelir. Gerekli şartları taşıyan her müslümanın ömründe bir defa haccetmesi farzdır.

Hac, Allah’ın evinde Allah’a inanan diğer müminlerle buluşma anıdır. Hac, kendinin ve ait olduğu ümmeti tanımaktadır. İçinde bulunan mekanla, yerine getirilen vazifelerle hac, Allah sevgisinin ve ibadet çoşkusunun en yoğun yaşandığı zamandır. Taze bir başlangıç, daha sonrasında bütün hayata yansıması beklenen bir arınmadır.